Gıda İntolerans Testi (Besin Duyarlılığı) Nedir?

Örnek Raporu için tıklayınız...

Gıda intoleransı, beslenme amacıyla tükettiğimiz gıdaların sindirilememesi veya sindirim aşamasında bağırsaklarımızda oluşan doku harabiyetine bağlı olarak bağırsak bariyerinin bozulması sebebiyle gıdalara veya gıdalarda bulunan katkı maddelerine, ağır metallere ve boya gibi toksik maddelere karşı sindirim sistemimizin verdiği inflamatuar (iltihabi) bir yanıttır. Toplumlarda her beş kişiden birinin gıda intoleransına bağlı şikayetleri hayat boyu yaşadığı, çoğu zamanda hastalığa özgü bir durum olmadığından gözden kaçtığı bilinmektedir. Daha önce tüketilmemiş bir gıda vücuda alındığında, IgG1 antikorları vücudun besine ilk yanıtını oluşturur. İntoleransa neden olan gıdanın tüketimini takiben saatler içinde duyarlılık gelişir, bağırsak geçirgenliği bozulur, sonuç olarak immun sistem daha fazla antijenik yapıyla temasa geçer. Tekrarlayan antijen (gıda maddesi) maruziyetinde ise IgG1 sınıfı antikorlar IgG4'e dönüşürler. Yapılan klinik bir çalışmada, inek sütü intoleransı olan hasta grubunda intolerans olmayanlara oranla daha yüksek düzeyde laktoglobuline karşı spesifik IgG4 antikoru saptanmıştır.

 

Gıda İntoleransi, Gıda Alerjisi Değildir!

Gıda intoleransı çoğunlukla gıda alerjisi ile karıştırılır. Gıda İntoleransı, IgE salınımı ile ilgili olmadığı gibi bir alerji hastalığı da değildir. Gıda intoleransı ile alerjinin bulgularını ve semptomlarını ayırmak birbirine benzerliğinden dolayı zor olabilir.

Gıda intoleransı ile gıda alerjisinin birbirinden ayırımı:

  • Gıda alerjileri immun sistemi tetikler, gıda intoleransının böyle bir etkisi yoktur. Bazı kişiler belirli gıdaları yedikten sonra hazımsızlık problemlerinden yakınır. Ancak bu kişilerde immun sistem reaktivasyonu olmaz, histamin yanıtı gelişmez.
  • Gıda alerjisinde, vücut bazı besinlerde bulunan alerjenlerle savaşmak için spesifik IgE antikorları üretir. Besinin sonraki tüketiminde, immun sistemde histamin salınımıyla bir immun yanıt başlar. Gıda intoleransından IgG4 aracılı gecikmiş Tip IV bağışık yanıt sorumludur. IgG4 etkisini ancak çok yüksek düzeylerde gösterir. Düşük düzeylerde herhangi bir etkisi görülmezken, RAST sınıflandırmasında 6 seviyesindeki yüksek plazma düzeylerinde histamin yanıtına yol açmakta ve böylece psödoalerjik semptomların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle gıda intoleransı testlerinde duyarlılık çok yüksek IgG4 düzeylerini saptayacak şekilde ayarlanmıştır.
  • Gıda alerjisi reaksiyonları çok çeşitli ve belirgindir. Çoğunlukla döküntü, kaşıntı ya da solunum sistemi problemleri görülür. Bazen ölümcül reaksiyonlar dahi gelişebilir. Gıda intoleransı olan kişilerde semptomlar çoğu zaman belirsiz ve aynı zamanda çok çeşitlidir. Bireyler genellikle kendilerini hasta gibi hissetmekten, şişkinlikten ve sürekli yorgun olmaktan söz ederler. Yakınmalar migrenden öksürüğe, gaz sancısından mide ağrısına kadar değişkenlik gösterir.
  • Gıda alerjisinde bulgular rahatsız edici gıda içeriğinin alınmasından sonra dakikalar içinde ortaya çıkabilir. Saatlerce ya da günlerce sürebilir. Bazı vakalarda semptomların gelişmesi 48 saati bulabilir. Gıda intoleransında ortaya çıkan semptomlar, alerjik reaksiyonlara göre daha uzun sürede belirginleşir.
  • Alerjik reaksiyonlarda, çok düşük dozlarda alınan gıdalara karşı bile reaksiyon gelişebilir. Oysaki gıda intoleransında az miktarlarda alınan gıdalarda çok belirgin etkiler görülmez. İntolerans gelişimi gıdanın miktarı arttıkça yakınmaların şiddeti artar.
  • Bazı kişilerin çok sayıda gıdaya intoleransı olduğundan aslında gıda intoleransına dayalı yakınmalar hekimler tarafından kronik hastalık gibi değerlendirilebilir. Gıda intoleransı, gıda allerjisinden çok daha fazla sayıda kişiyi etkilemektedir.

Gıda intoleransının sık rastlanan semptomları şunlardır:

  • Hazımsızlık, şişkinlik
  • Migren türü baş ağrısı
  • Kronik yorgunluk, halsizlik
  • Kas ve eklem ağrıları
  • Kilo alma veya verememe
  • Öksürük, burun akıntısı
  • Kabızlık, ishal
  • Aynı gıdanın fazlaca tüketilmesi durumunda İrritabl Bağırsak Sendromu, kaşıntılı cilt hastalıkları (Egzema v.b)
 
gida1

 

Gıda İntoleransı Tanısı Nasıl Konulur?

En sık kullanılan yöntem gıdalara karşı gösterilen reaksiyonları günlük olarak not etmektir. Bir diğer yöntem "Eliminasyon Diyeti"dir. Bir kişinin hassasiyet yarattığını düşündüğü bir gıdayı uzun süre tüketmediğinde şikayetleri azalıyor, yeniden tükettiğinde aynı şika- yetleri tekrarlıyorsa, bu veriler üzerinden o gıdaya hassasiyeti olduğu saptanabilir. Ancak bu yöntemler uzun süreli ve sonuçları belirsiz olan yöntemlerdir.

Bir başka yöntem de gıda maddeleri içeriğine karşı gelişen IgG4 yanıtını araştırmaktır. Ahenk Laboratuvarı’nda Gıda İntoleransı tanısına katkıda bulunmak amacıyla 88 çeşit gıda içeriğine karşı gelişen IgG4 yanıtı Enzim İmmunoassay (EIA) yöntemi ile kantitatif olarak saptanmaktadır. Testin yöntemi saflaştırılarak standardize edilmiş besin antijeninin hastada gıdaya karşı spesifik olarak oluşan antikor ile reaksiyonunun ölçülmesine dayanır. Sonuçlar IU/mL birimi ile kantitatif olarak raporlanır.

İntolerans saptanan gıdanın diyetten uzaklaştırılması, semptomların giderilmesinde en iyi tedavi yöntemidir ve IgG4 düzeyi de diyetin düzenlenmesini takiben düşmektedir. Artmış serum spesifik IgG4 düzeyleri; Çölyak, dermatit, atopik egzema, artmış bağırsak geçirgenliği ve İnflamatuar Bağırsak Hastalıklarında da (IBD) bildirilmiştir.

Diyet uygulamasından birkaç hafta sonra Gıda İntolerans Testinin tekrarlanması önerilir. İlk ve sonraki raporun karşılaştırılması ile hastanın uyguladığı diyetin etkinliği değerlendirilir. Diyetin başarısını destekleyen en önemli belirteçler, mevcut semptomların azalması ve hastanın şikayetlerinin gerilemesidir. İntoleransa neden olan gıdanın diyetten dışlanması ile,mukozanın inflamatuvar değişikliklerinde ve aşırı tetiklenen immün yanıtta azalma gözlenir. Diyetin kişinin hassasiyetlerine göre yeniden düzenlenmesi, kilo problemlerinin çözümüne de katkı sağlar.

Reaksiyon Şiddetinin Sınıflandırılması

Test edilen her besin bileşenine verilen bireysel reaksiyon şiddeti 1 ile 6 derece arasında sınıflandırılarak ifade edilmektedir. Bu sınıflandırmaya göre bulgular;

Sınıf 0: Negatif sonuç veren alerjeni ifade etmektir. A kategorisinde olan bu besinler, kendilerine karşı başka bir nedene bağlı intolerans yoksa rahatlıkla tüketilebilirler.

Sınıf 1-2: Düşük antikor reaksiyonlu besinler B kategorisindedir. Başka bir nedene bağlı intolerans yoksa rahatlıkla tüketilebilirler. Ancak, bu besinlerle tek yönlü beslenmemeye dikkat edilmeli, mümkünse çeşitlendirerek tüketilmelidirler.

Sınıf 3-4: Belirgin antikor reaksiyonu olan bu C kategorisindeki besinler en az 4 gün aralıklarla tüketilmelidirler. Örneğin bu besinler Pazartesi günü yenmişse, en erken Cuma günü tekrar tüketilmelidirler. Bu sınıfta özel bir durum vardır: Yüksek antijenik potansiyellerinden dolayı süt, buğday, kabuklu yemişler, soya fasulyesi, balıklar ve kabuklu deniz ürünleri sınıf 3 şiddetinde olsalar dahi aşağıdaki sınıf 5-6 statüsünde bulunan D kategorisindeki besinler gibi değerlendirilmelidirler.

Sınıf 5-6: Şiddetli belirgin reaksiyona neden olan D kategorisindeki besinler tüketilmemelidirler. Bu besinlere karşı diyet gereklidir ve her birinden semptomlara göre en az 1 yıl süre ile uzak durulmalıdır.

Tüm sindirim sistemi yakınmalarının yanı sıra açıklanamayan, klasik tanı yöntemleri ile saptanamayan ve kronik hastalık olarak tanımlanan semptomlarda, Gıda İntolerans Testi gereksiz tetkik ve yanlış tedavileri önleyerek, hastanın doğru tanı ve tedavisini sağlayacaktır.

gida2